Fransa’da PFAS Kirliliği: 16 Belediyede Musluk Suyu Yasaklandı
Fransa’nın Ardenler ve Meuse bölgelerinde, içme suyunda izin verilen seviyenin katbekat üzerinde kanserojen PFAS kimyasalı tespit edilmesi üzerine 16 belediyede musluk suyu tüketimi yasaklandı.
Eşi benzeri görülmemiş bir sağlık krizine dönüşen olay, yerel yönetimleri hem finansal hem de lojistik bir kaosun içine sürüklerken, devlet tarafından terk edildiklerini belirten belediye başkanları isyan noktasına geldi.
Yapılan su analizlerinde “sonsuz kimyasallar” olarak bilinen PFAS konsantrasyonlarının yasal sınırları aşmasıyla patlak veren skandal, özellikle Villy belediyesinde kirlilik seviyesinin izin verilen maksimum değerin on katına ulaştığını ortaya çıkardı.
Bu durum karşısında belediyeler, her bir sakine günde iki litre içme suyu temin etmekle yükümlü kılındı. Bu durum hem maliyetli hem de lojistik açıdan karmaşık bir operasyonu beraberinde getirdi.
Villy belediyesi, altı aylık şişe su masrafını karşılamak için vatandaşlara kişi başı 43,20 avro geri ödeme yapma kararı aldı; bu da belediye bütçesinden 9.000 avroluk ek bir harcama demek. Kirliliğin kaynağının ise 2024’te kapatılan bir kağıt fabrikasından yayılan atıklar olduğu tahmin ediliyor.
‘Sağlık krizinden çok daha fazlası’
Haraucourt Belediye Başkanı Frédéric Latour, durumu “bir sağlık krizinden çok daha fazlası, bu bir sağlık skandalı” şeklinde yorumlarken, yerel yöneticiler devletin eylemsizliğine tepki gösteriyor.
Malandri Belediye Başkanı Annick Dufils ise “Kaynaklarımız sınırlı olmasına rağmen hükümet her şeyi üstlenmemize izin veriyor” diyerek devlet desteğinin eksikliğine dikkat çekti.
Valilik ise su dağıtımının yerel bir sorumluluk olduğunu belirtip, sonbaharda bir PFAS izleme komitesi kurulacağını duyurdu. Ancak bu vaat, halk sağlığını korumak için acil ve somut adımlar bekleyen belediye başkanları tarafından yetersiz bulundu.
Milletvekili Jean-Luc Warsmann, sorumluların tespiti için savcılığa başvurma kararı aldı. Warsmann, “Kimin bildiğini, kimin bu duruma izin verdiğini ve neden daha önce hiçbir şey yapılmadığını bilmek zorundayız” diyerek olayın aydınlatılması için hukuki sürecin önemini vurguladı.
Bu adli soruşturmanın, gelecekte benzer çevre felaketlerinin yaşanmasını önlemek adına kritik bir rol oynaması bekleniyor.
Kardiyovasküler risklerle ilişkili
PFAS kirliliği, sadece suyu içilmez kılmakla kalmıyor, aynı zamanda ciddi sağlık riskleri de taşıyor. Daha önce Fransa’nın başka bölgelerinde yapılan kan testlerinde, normalden on kat yüksek PFOA seviyelerinin önemli kardiyovasküler risklerle ilişkili olduğu kanıtlanmıştı.
Masadaki kalıcı çözüm önerileri arasında, komşu belediyelerin su şebekelerine bağlanmak veya aktif karbon filtrasyon sistemleri kurmak gibi seçenekler yer alıyor. Ancak yüksek maliyet ve enerji gereksinimi, kısıtlı bütçelere sahip belediyeler için büyük bir engel teşkil ediyor. Bu sırada, skandalın merkezindeki 16 belediyenin halkı, tükettikleri suyun geleceği konusunda endişe ve belirsizlik içinde yaşamaya devam ediyor.